ABD’nin her yıl yazılım sektöründe 140 milyar dolar zarar ettiği bildirildi.
Carnegie Mellon Üniversitesi Öğretim Üyesi Said Nurhan, yazılım geliştirme sürecinin pahalı olduğunu belirterek özellikle bu alanda önde gelen ülkelerden ABD’nin bunun sıkıntısını yaşadığını ifade etti.
”Yazılım sektöründe, hatalı ve kalitesiz yazılımlar, iptal edilen projeler ve hataların düzeltilmesi için maliyet ve zamanın 3-5 katına çıkması gibi nedenlerle sadece ABD’de yılda 140 milyar dolar çöpe atılıyor. Bu Standish Group araştırma şirketinin raporu” diye konuşan Nurhan, ABD’de yazılım sektörüne en büyük parayı ordunun harcadığını, devlet bu parayı harcadığı için vatandaşların da hatalı yazılım sonucu harcanan paralarla ilgili olarak ”Neden paramı sokağa atıyorsun” diye hesap sorduğunu anlattı.
ABD hükümetinin, bu probleme çare bulabilmek ve yazılım şirketlerini en kaliteliye doğru belirleyebilmek için 1983 yılında 1’den 5’a kadar sıralamanın olduğu CMM’yi (Capability Maturity Model/Yetenek Olgunluk Modeli) devreye soktuğunu kaydeden Nurhan, bu projenin hayata geçirilmesinden sonra ABD’nin, ”Devlet ihalelerine girmek isteyen şirketlerin, en az CMM-3 olgunluk seviyesinde olması gerekiyor” dediğini anımsattı.



Nurhan, bu karar üzerine yazılım şirketlerinin bu sertifikayı almak için çalışmaya başladığını, az sayıda şirketin ise kendisini daha da geliştirerek CMM-5 seviyesine yükseldiğini vurguladı.

”Her 10 yazılım satırında ortalama 1 hata yapılıyor”
CMM’ın çok başarılı bir süreç olduğunu anlatan Nurhan, şöyle devam etti:
”Ancak CMM-5 seviyesine gelmiş bir şirketin yazılımlarında bile ortalama 10 satırda 1 hata olduğunu fark ettik. CMM-5 seviyesine kadar tüm gerekli şeyleri yapılmış, organizasyon oturmuş ama en alt tabakada programı yazan kişiye kimsenin dikkat ettiği yok. Bu kişiye, yazılımcıya, ‘Al bu programı 3 gün içinde yaz, bitince bana getir’ diyorlar.


Biz, Carnegie Mellon Üniversitesi’nde, CMM güzel bir model olduğu için bunu ‘organizasyon bazında değil kişi başında kullanalım’ nasıl bir sonuç alacağız dedik. Bunun adına da Personel Software Process (Kişisel Yazılım Süreci) ismini verdik. İnanılmaz sonuçlar aldık, hatasız yazılımlar yapmaya başladı bu eğitim alan kişiler. PSP’de olgunluk seviyesi yok, bu bir mühendislik süreci. Eğitimi ve tekniği verip hatasız yazılım yapılmasını sağlıyoruz. Hatasız yazılım yaptığımız için zaman ve maliyet kaybı yok, ayrıca yazılımcı gençleri eğitime gönderme masrafı yok ve bir kere yaptığınızla bir daha dönüp uğraşmıyorsunuz.


Yazılımda hata hece ya da mantık olabilir. Örneğin kamerayı sola çevir dersiniz yazılım hata yüzünden sağa çevirir. İşte PSP ile bunu sağladık. Sonra bunu ekiplere yansıtarak TSP’yi (Team Software Process/Takım Yazılım Süreci) oluşturduk.


Sonuç inanılmazdı. Yazılımlardaki 10 satırda 1 hata oranı, 10 binde 6’ya düştü. Yani TSP, CMM’ya göre 17 kat daha başarılı.”
”İnsanlar neye mecbursa ona yöneliyor”
Sadi Nurhan, ABD hükümeti yazılım ihaleleri için en az CMM-3’ü şart koştuğu için şirketlerin bu seviyeye ulaştıktan sonra kendilerini geliştirmek için üstün çaba göstermediğini ifade etti.
”İnsanlar neye mecbursa ona yöneliyor” diye konuşan Nurhan, CMM’da 1. seviyeden 3. seviyeye geçmenin ortalama 3 yıl aldığını ancak TSP’de bu sürenin 1 yıl olduğunu vurguladı.
ABD tarafından PSP’nin 1998 yılında denemelerine başlandığını ve aralarında Microsoft, IBM ve Adobe gibi firmaların bulunduğu bir çok önde gelen yazılım şirketinin bunu kullandığını anlatan Nurhan, TSP’nin ise 2001 yılında ilk uygulamasının yapıldığını anlattı.


Geçtiğimiz yıl ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Hill Askeri Hava Üssü’nün ilk kez yazılım ihaleleri için CMM-3’ün yanı sıra TSP şartı aradığını vurgulayan Nurhan, TSP’nin yavaş yavaş tanınmaya ve anlaşılmaya başladığını da kaydederek Türkiye’nin bu sürece hızlı bir şekilde geçmesi gerektiğini söyledi.
”Meksika, Hindistan’ı TSP ile yenecek”
Said Nurhan, Meksika hükümetinin ”konuya erken uyanarak” Hindistan’ın etkin olduğu ABD yazılım pazarında söz sahibi olmak için TSP’ye geçmeye başladığını bildirdi.


Nurhan, ”Meksika’nın hem insan sayısı, hem de yazılımcı maaşları konusunda Hindistan’la savaşma ihtimali yok, tek şansı hatasız ürün yaparak tercih sebebi olmak. Meksika yüksek değil süper yüksek kalitede yazılım üreterek tercih olmak zorunda. Bunun için de 2007 yılında ‘Önümüzdeki 7 yıl içerisinde 150 bin kişiyi PSP ve TSP eğitiminden geçireceğiz’ dedi ve şu an itibarıyla 6 binden fazla kişi bu eğitimi aldı” diye konuştu.
Meksika hükümetinin, ”kapı komşusu” ABD pazarını ele geçirmek için bunu yaptığını anlatan ve Türkiye‘nin de Avrupa’nın ”kapı komşusu” olduğunu belirten Nurhan, ”Millet uyanmadan Türkiye uyansın. Türk mühendisin sesini dünyaya duyuralım diye üç senedir gidip geliyorum, STK’larla karar verici mekanizmalar ile görüşüyorum. Bunu idealist bir Türkolarak, çocuklarımızın işsiz olduğunu gördüğüm için yapıyorum” dedi.
”Yurtdışında bir ürün icat ediliyor, bizim bir Türk çıkıyor diyor ‘Bunun mümessilliğini ben alayım, ben satayım, tekel olayım, para kazanıyım’. Bu, geniş anlamda bakkalcılık. TSP’de bu yok, bunu milyonlarca genç öğrensin, herkes kazansın, sonuçta Türkiye kazansın istiyorum” diyen Nurhan, dünyanın yeni trendi olmaya aday olan TSP yazılım kültürünü Türkiye’ye de yerleştirmek gerektiğini belirtti.
Nurhan, http://www.sei.cmu.edu/tsp/ internet adresinden bu konu hakkında detaylı bilgi alınabileceğini sözlerine ekledi.